Tevekkül, Türk Dil Kurumu sözlüğünde insanın kendi sıkıntılarını aşmak için elinden gelen her şeyi yaptıktan, olası tüm yolları denedikten ve tedbirleri aldıktan sonra işin sonucunu Allah'a havale etmek, Allah'a dayanıp güvenmektir.
Allah kendisine tevekkül edenlerin, önce üzerlerine düşen görevleri yapmalarını ister. Kur'an'da bu hususa "... iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a dayanıp güven (tevekkül et). Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever." Ali İmran Suresi 159. ayet şeklinde işaret edilmektedir.
Tevekkül, doğa yasalarını ve yapılması gerekeni göz ardı etmeden, Allah'a dayanıp güvenmektir. Bu sayede insan kendini güven içinde hisseder ve huzursuz olmaz. İnsanın sağlıklı bir yaşam sürmesinde böyle bir tevekkül anlayışının önemli yeri vardır.
İnsanın tüm tedbirleri aldıktan sonra işin sonunu Allah'a havale etmesi, sadece Allah'a umut bağlaması, son derece sağlıklıbir durumdur. Öğrenci dersine, spocu sporuna, sanatçı sanatına, işçi işine, çiftçi tarımına, hasta sağlığına yönelik sorunları gidermek için her türlü girişimde bulunacak, elinden gelen her şeyi yapacak, sonra sonucu Allah'a bırakacaktır. Bu durumda çıkacak sonuçtan dolayı kişinin kendisini bahtsız hissetmesi de birilerinin onu kınaması da doğru bir tutum değildir.
Sonuç olarak; çalışmadan, önlem almadan, çözüm aramadan her şeyi Alla'tan beklemek İslam'ın tevekkül anlayışıyla bağdaşmaz. Böyle bir anlayış, dinimizin onayladığı bir durum değildir. Dolayısıyla kültürümüzde ve gleneklerimizde yer etmiş bazı yanlış anlayışları dinimzle ilişkilendirmemek gerekir.
Henüz hiç yorum eklenmemiş.