Sabretmek, sıkıntılara ve zorluklara göğüs germek, bunlar karşısında yılgınlık göstermemektir. Sabırsızlık, istediğimiz sonucu elde etmemize engel olur. Olgunlaşmamış bir meyveyi kopardığımız zaman, ondan yararlanamayız, başkalarının yararlanmasına da engel olmuş oluruz.
Hz. Muhammed, hiçbir işi yarım bırakmazdı. Başladığı işi azimle ve sebatla yapardı. Müslümanlara da sabırlı ve sebatlı olmalarını tavsiye ederdi. Onların, "Yalnız veya güçsüz kaldım." ya da"Yoksul veya hasta oldum." diyerek karamsarlığa ve ümitsizliğe kapılmamalarını öğütlerdi. Nitekim Allah bu yönde davranılmasını buyurmuştur: "Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. Sabredenleri müjdele! O sabredenler, kendilerine bir bela geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz ona döneceğiz, derler." Bakara suresi 155-156. ayetler.
Hz. Muhammed'in Fatıma dışındaki çockları kendisinden önce öldüler. O, bu üzücü durumları sabırla karşılamıştır. Allah Resulü, onları Allah'ın birer emaneti olarak görmüş, zamanı gelince emanetin sahiplerine döneceğini söylemiştir.
Hz. Muhammed, Mekke döneminde müşriklerin uyguladığı ekonomik ambargo ve sosyal baskı karşısında büyük bir sabır göstermiştir. Ayrıca çok sevdiği amcası Hz. Hamza şehit düşünce çok üzülmüş ama metanetini kaybetmemiştir. O, karşılaşılan sıkıntılarda bizlere öğütlemiştir: "Kim sabırlı davranırsa Allah ona sabır verir. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir ihsanda bulunmamıştır."
Allah Resulü, İslam dinini yaymak için gece gündüz çalışmış, inanmayanların baskı ve zulümlerine göğüs germiş, asla ümidini kaybetmemiş ve aceleci olmamıştır. Kötülüklere, olumsuzluklara, yanlışlara ne boyun eğmiş ne de rıza göstermiştir. O, daima, içinde bulunduğu olumsuzluklardan kurtuluş için çözüm yolları aramış ve umudunu kaybetmeden Allah'tan yardım istemiştir.
Allah'ın elçisi, ayrım gözetmeksizin bütün insaları eğitmeyi kararlılıkla sürdürmüştür. İnsanlara güzel davranışlar kazandırmak için büyük bir sabırla çalışmıştır.
Hz. Muhammed'e makam, mevki ve daha pek çok şey teklif edilmiştir. Ancak o, inancından asla ödün vermemiş, insanlığın hayrına olacak işlerde, hayatı pahasına da olsa mücadeleden kaçınmamıştır. Hatta Mekkeli müşrikler tarafından amcası Ebu Talip aracılığıyla kendisine getirilen bir takım ayrıcalıklar karşılığında İslam'a davetten vazgeçme teklifine, şu cevabı vermiştir: "Güneşi sağ elime, ayı sol elime verseniz yine de davamdan vazgeçmem." Nitekim tüm peygamberler böylesi baskılara sabretmiş ve peygamberlerden örnekler vermiştir. "Andolsun ki senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Onlar, yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, sonunda yardımımız onlara yetişti." En'am suresi, 34. ayet. "Onların dediklerine sabret de güçlü kulumuz Davud'u hatırla..." Sad suresi, 17. ayet. ve "O halde (Resulum), peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret..." Ahkaf suresi, 35. ayet. ayetlerinde belirtildiği gibi Hz. Muhammed de, hayatı boyunca sabır ve kararlılık göstermiştir.
Eziyete uğramak endişesiyle toplumdan soyutlanmak, Allah Resulünün tanımıyla hayırlı bir davranış değildir: "İnsanlara karışıp onların eziyetlerine karşı göğüs geren (sabırlı davranan) Müslüman, onlara karışmayıp eziyetlerine katlanmayandan daha hayırlıdır." Kaşılaştığımız birtakım zorluklar nedeniyle doğruluktan nedeniyle doğruluktan ayrılmak veya toplumdan uzaklaşarak inzivaya çkilmek,bu hadiste de belirtildiği gibi İslam'a uygun bir tutum değildir.
Henüz hiç yorum eklenmemiş.